Sönmez: Eczacıların Yaşadığı Sıkıntıları Dile Getirmek İçin Elimizden Geleni Yapacağız

​Malatya Eczacılar Odası Başkanı Ebru Sönmez, ilaçlarda yaşanan sıkıntılar, eczacıların yok sayılmasına ve eczacılık mesleğinin değersizleştirilmesine tepki amacıyla miting yapma kararı aldıklarını söyledi.

Sönmez: Eczacıların Yaşadığı Sıkıntıları Dile Getirmek İçin Elimizden Geleni Yapacağız

Eczacıların yaşadıkları sıkıntılar ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Malatya Eczacılar Odası Başkanı Ebru Sönmez, mesleklerinin ekonomik bir tehdit altında olduğunu, bunun böyle devam ettiği takdirde iki eczaneden birinin kapanacağını, ilaca erişim sorunlarının daha da artacağını ve halk sağlığını tehdit eden birçok etkenin ardı ardına geleceği bir sürecin başlamasının artık kaçınılmaz olacağına dikkat çekti.

İlaç yokluklarına, ilaç fiyat farklarına, kontrolsüz açılan fakültelere, eczanelerdeki ekonomik çıkmaza, kamu eczacılarının hak kayıplarına, eczacıların yok sayılmasına ve eczacılık mesleğinin değersizleştirilmesine tepki amacıyla 16 Ekim Pazar günü miting yapma kararı aldıklarını söyleyen Sönmez, bütün meslektaşlarının eczane çalışanlarının aileleriyle birlikte beyaz önlükleriyle büyük eczacı mitinginde olacaklarını kaydetti.

“Tek bir hasta ilaçsız kalmasın diye var gücümüzle çalışıyoruz”

Sönmez, “Bizler, Türk Eczacıları Birliği, 54 Bölge Eczacı Odamız, 46 bini aşkın meslektaşımız ve 80 bini aşkın eczane çalışanlarımızla birlikte, ülkemizin dört bir yanında, ilaç eczacılık hizmetlerinin sürdürülmesi; toplumun doğru, etkin ve güvenilir ilaca erişimi ve toplum sağlığının korunması için büyük bir özveri ile çalışıyoruz. Bizler ülkemizin en ücra köşelerinde köylerinde mahallelerinde tek bir hasta ilaçsız kalmasın diye eczacılık mesleğini onurlu bir şekilde sürdürmek için var gücümüzle çalışıyoruz.” dedi.

“Covid-19 salgını döneminde canımız pahasına halkımıza sağlık hizmeti sunmayı görev bildik”

Covid-19 salgını döneminde canları pahasına halka sağlık hizmeti sunmayı görev bildiklerini anımsatan Sönmez, şöyle devam etti:

"Sağlık sisteminin sürekliliğinin sağlanmasında ve acil durumlara müdahalede önemli sorumluluklar üstlendik. Salgının en yoğun yaşandığı koşullarda diğer sağlık çalışanlarımız gibi fedakârca, hastalarımızın sağlığı, toplumun korunması için çalıştık. Maskelere ve dezenfektanlara ulaşılamayan ya da fahiş fiyatlarla denetimsiz mecralardan satıldığı dönemlerde halkımızın derdine derman olduk. Dezenfektanları en uygun maliyetlerle eczanelerimizde bizzat üreterek halkımıza sunduk. Yeri geldi maskeleri bedelsiz ulaştırdık, yeri geldi aşıların temin sürecinde Bakanlığımıza destek olduk. Eczanelerimizde, hastanelerde ve diğer görev alanlarımızda, ilaç eczacılık hizmetlerinin kesintisiz sürmesi için 7/24 canla başla çalıştık. Maalesef bu süreçte kayıplarımız da oldu. Salgın döneminde o çetin sağlık mücadelesinde 77 meslektaşımızı 24 Eczane Teknisyenimizi 2 Eczacı Odası çalışanımızı kaybettik. Bugün oransal olarak baktığımızda pandemi sürecinde en büyük kaybı yaşayan sağlık meslek grubu biziz. Bizler her daim toplum sağlığı için sahada olduk, hastalarımızın yanında durduk. Salgın sırasında kaybettiğimiz meslektaşlarımız bu onurlu mücadelenin kahramanlarıdır. Her birini saygı minnet ve özlemle bir kere daha anıyoruz.”

“Eczacıların adeta kaderlerine terk edildiği günleri yaşıyoruz!”

Eczacıların adeta kaderlerine terk edildiği günleri yaşadıklarına vurgu yapan Sönmez, “Bütün bu özverili çabalarımıza rağmen; görev ve üstlendikleri sorumluluklar itibari ile üzerlerine titrenmesi ve korunması gereken eczacıların adeta kaderlerine terk edildiği günleri yaşıyoruz. Bu ülkeye kattığımız değer görülmek istenmedi, eczacıya hak ettiği değer verilmedi. Eczacılar yok sayıldı. Mevcut koşullar altında ilaç eczacılık hizmetlerimizi sürdürmenin imkansızlığını, tüm kamuoyuna ve ilgili taraflara güçlü bir şekilde dile getirdik, getiriyoruz. Buna rağmen kamu otoritesi tarafından duymazdan ve görmezden geliniyoruz. Birinci basamak sağlık hizmet danışmanı ve halka en yakın sağlık hizmeti sunan eczacılar olarak açık bir şekilde ifade ettiğimiz taleplerimize karşılık bulamıyoruz; Hak ettiğimiz değeri göremiyoruz!” diyerek serzenişte bulundu.
“Eczacılığın yok sayılmasına ve değersizleştirilmesine dur demek için harekete geçiyoruz”

25 Eylül’ün tüm dünyada Dünya Eczacılar Günü olarak her yıl farklı bir tema ile kutlandığını bu yılki temalarının “Daha sağlıklı bir dünya için eylemde birleşmiş bir eczacılık” olduğunu aktaran Sönmez, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Biz bu sene bugünü belki bayram havasında kutlayamıyoruz ama tam da temasına uygun bir şekilde mesleğimize sahip çıkıyoruz. Biz Eczacılar, Mesleğimize hak ettiği değerin verilmesi için harekete geçtik. Eczacılığın yok sayılmasına ve değersizleştirilmesine Dur demek için harekete geçiyoruz.  Çünkü; Mesleğimiz ekonomik bir tehdit altında. Bu durum böyle devam ederse, iki eczaneden birinin kapanacağı, ilaca erişim sorunlarının daha da artacağı ve halk sağlığını tehdit eden birçok etkenin ardı ardına geleceği bir sürecin başlaması artık kaçınılmaz. Bugün en temel işletme giderlerimizi dahi karşılayamadan, ecza depolarına olan borçlarımızı kredi borçlarıyla kapatarak ayakta durmaya çalışıyoruz. Onun için ‘şimdilik’ kaydıyla açığız diyoruz. Çünkü yarın, ne olacağını biz de bilmiyoruz. 2009 yılında Mesleğimize biçilen elbisenin günün ekonomik koşullarına uymadığı net bir şekilde ortadadır. İşte bu nedenle, biz eczacılar, artık eczacılığı baremler arasına sıkıştıran sisteme dur diyoruz! Hastalarımızın ilaca erişim hakkının önündeki engellerin bir an önce kaldırılması için artık kalıcı önlemlerin alınması gerekiyor. İşte bu nedenle, biz eczacılar hem meslektaşlarımızı hem de hastalarımızı mağdur eden ilaç yokluklarına dur diyoruz! Bugün hastalarımıza fiyat farkı çıkarmayan ilaç neredeyse kalmadı. Hastalarımız bazı ilaçlarda, Sosyal Güvenlik Kurumunun karşıladığı tutarın daha fazlasını cebinden ödemek zorunda kalıyor. Fiyat farkları ise her geçen gün katlanarak artıyor. Eczacılar açısından da mağduriyet yaratan bu durum her gün meslektaşlarımız ile hastalarımızın karşı karşıya gelmesine neden oluyor. İşte bu nedenle, biz eczacılar, Hastalarımızın cebini yakan yüksek fiyat farklarına dur diyoruz! Stratejik personel olarak hizmet veren kamu eczacılarımızı hiçe sayan, hakkaniyet ilkesini çiğneyen ve çalışma barışını bozan Sağlık Bakanlığı Ek Ödeme Yönetmeliğini kabul etmiyoruz. İşte bu nedenle, biz eczacılar, Kamudaki meslektaşlarımızın emeklerinin hiçe sayılmasına dur diyoruz! Bugün takviye edici gıda ürünleri, vitaminler ve bitkisel ürünlerin yer aldığı sağlık ürünleri eczanede dışından yani internetten ve diğer satış kanallarından satılıyor. Halk sağlığı tehdit ediliyor. İşte bu nedenle, biz eczacılar, Takviye edici gıdaların halk sağlığını tehdit eder şekilde satılmasına dur diyoruz! Plansız bir şekilde alt yapıdan ve akademik kadrodan yoksun olarak açılan eczacılık fakültelerine ihtiyacımız olmadığını defalarca dile getirdik. YÖK’e çağrı yaptık. İşte bu nedenle, biz eczacılar, Uluslararası standartlarda kaliteli bir eczacılık eğitimi için ülkemizde yeni eczacılık fakültelerinin açılmasına dur diyoruz! Eczacıların ve eczanelerin yaygınlığını, kolay erişilebilirliğini, yetkinliklerinden doğan güçlerini pek çok gelişmiş ülkede olduğu gibi daha sağlıklı bir toplum için yeniden yapılandıralım istedik. Sağlık hizmetinin kalitesini ve etkinliğini arttıracak projelerimizi defalarca sağlık otoritelerine sunduk. Bizler, kronik hastalık takibi, aşılama hizmetleri gibi pek çok hizmet ile sağlık sisteminin gelişmesine katkı sağlayacak bir modelin başlatılmasını ve eczacılara bu hizmetlerin karşılığında meslek hakkının verilmesini istiyoruz. İşte bu nedenle, biz eczacılar mesleğimize yapılan haksızlıklara dur diyoruz!”

Bir meslek, ona sahip çıkma sorumluluğunu duyan mensupları sayesinde ayakta kalır ve geleceğe taşınır

Sönmez, “Bir meslek, ona sahip çıkma sorumluluğunu duyan mensupları sayesinde ayakta kalır ve geleceğe taşınır. Bizler Birliğimiz, Türkiye’deki tüm Bölge Eczacı Odalarımız, İlaç eczacılık sektörünün farklı alanlarında hizmet sunan meslektaşlarımız ve Eczacılık hizmetlerinin sunumunda en büyük destekçilerimiz olan eczane çalışanlarımız ile birlikte büyük ve çok güçlü bir aileyiz. Mesleğimizin hak ettiği değeri alabilmesi için bugün ona sahip çıkıyoruz, yarın da sahip çıkacağız. Mesleğimiz ve meslektaşlarımız için hak aramak, meslek örgütü geleneğimizdir. Bugün de eczacılar olarak yeni bir hak arama mücadelesinin içindeyiz. Bu mücadeleyi, hak ettiğimiz değeri alana kadar sürdürmeye de kararlıyız. Bizler, mesleğimizi dürüstlük ve şerefle yapacağımıza and içerek mezun olduk. Ve şimdi bu yeminin gereğini yerine getirmek için artık meydanlardayız.”

“Artık eczacılık mesleği için ayaktayız!”

Bütün meslektaşları, eczane çalışanları ve aileleriyle birlikte, beyaz önlükleri ile büyük eczacı mitinginde olacaklarını duyuran Sönmez, “Artık eczacılık mesleği için, hastalarımız için, geleceğe onurlu bir meslek bırakmak için, sesimizi duymazdan gelenlere bütün meslektaşlarımızla birlikte tek yürek seslenmek için meydanlardayız! Şimdi zaman, hak arama zamanı, şimdi zaman duyulmayan sesimizi duyurma zamanı, şimdi zaman tüm yaşanan haksızlıklara dur deme zamanı! İlaç yokluklarına, İlaç fiyat farklarına, Kontrolsüz açılan fakültelere, Eczanelerdeki ekonomik çıkmaza, Kamu eczacılarının hak kayıplarına, Eczacıların yok sayılmasına, Eczacılık mesleğinin değersizleştirilmesine 16 Ekim Pazar günü hep birlikte dur diyeceğiz!” dedi.